“Halikarnas Balıkçısı”nın hikayesini bilir misiniz? Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden, ünlü roman ve hikaye yazarı Cevat Şakir Kabaağaçlı,1927 yılında üç yıllığına Bodrum’a sürgüne gönderilir. Güzelliğine hayran kaldığı bu şehirden öylesine etkilenir ki,sürgün süresi bittikten sonra, seve seve 25 yıl daha burada yaşar. Kentin antik dönemdeki ismi olan “Halicarnassuss”dan esinlenerek, “kalem adı” “Halikarnas Balıkçısı” olan Yazar, Bodrum’u öylesine tutkuyla anlatır ki, kristal berraklığındaki denizi, dinlendirici havası ve tablo gibi güzelliğiyle, o dönem başta İstanbullular olmak üzere, tüm gezgin ruhlar buraya akın eder. Düzenlenen mavi turlar sayesinde Bodrum, zaman içinde, iyice popüler hale gelir.

Antik çağda İyonyalı ozan Homeros tarafından yazılan “İlyada” ve “Odessa destanlarında  “Ebedi Mavilikler Ülkesi” olarak tanımlanan Bodrum’un, akvaryum görünümlü, buz gibi denizi kadar, az katlı bembeyaz evleriyle ve pespembe begonvilleriyle çocukluğumdan beri, benim gönlümde de yeri çok ayrıdır. Bu yüzden bugün size, “Kempinski Hotel Barbaros Bay”de geçirdiğim ve aslında odamızın balkonundan çekilmiş şu tek bir kare ile bile, “temiz hava, bol güneş ve tablo gibi manzarasıyla”, ne kadar keyifli geçtiğini belli eden tatilden izlenimlerimi anlatayım diyorum.

Bodrum’un güneyinde, Gökova Körfezi’nin hemen girişinde, çevresi çam ormanlarıyla çevrili tepeleri ve muhteşem deniziyle Yarımadanın el değmemiş bölgelerinden Yalıçiftlik mevkiinde yer alan ve Bodrum’da kurulan ilk “uluslararası lüks otel markası” olan 5 yıldızlı Kempinski Bodrum’un kapısından, check-in yapmak üzere giriyorum. Benimle bu güzel deneyimi yaşamaya var mısınız? 🙂

kempinski-hotel-bodrum-beach-usengec-sef

kempinski-hotel-bodrum-loby

Odaya girdiğimiz anda, eşimle en çok merak ettiğimiz şey, balkonumuzdan görünen manzara! Kapıları bir açıyoruz ki, bizi Ege Denizi’nin ve Gökova Körfezi’nin benzersiz maviliklerine bakan, hayal ettiğimizden de öte bir doğa harikası karşılıyor. İşte bu! 🙂

kempinski-hotel-bodrum-beach-manzara

Oda-Kahvaltı sistemle çalışılan bu otelde tamamı deniz manzaralı ve manzaralarına göre Standart, Superior, Deluxe ve Grande Deluxe olarak kategorilere ayrılan 149 oda var. Ayrıca yine deniz manzaralı terasları bulunan 24 süit ve 36 tane de rezidans bulunuyor.

kempinski-hotel-bodrum-beach-manzara

Kempinski’nin dünya genelinde sunduğu lüks ve hizmet kalitesini her köşesinde yansıtan otelin, lobi alanında ve odalarda, gösterişten uzak, otantik Akdeniz mimarisiyle sentezlenmiş, çağdaş Avrupai bir tasarım anlayışı hakim…

kempinski-hotel-bodrum-oda

kempinski-hotel-bodrum-banyo

Odada biraz dinlendiğimize göre, artık mayomuzu giyip, hemen otelin diğer bölümlerini keşfe çıkabiliriz.

kempinski-hotel-bodrum-usengec-sef

Tek ihtiyacımız olan şey, koşarak kaçtığımız büyükşehrin gürültüsünden uzakta, bu cennet gibi ortamda, sakinlik ve dinginliğe doyacak kadar dinlenip, huzur bulmak…

kempinski-hotel-bodrum-beach-havuz
Denize inmeden önce, ilk hedefimiz havuzlar! Kempinski’nin akua mavisi renkli, içinde bembeyaz kubbeler de bulunan bu devasa sonsuzluk havuzunu görüp de vurulmamak elde değil.

kempinski-hotel-bodrum-pool

kempinski-hotel-bodrum-havuz-kokteyl

Soğuk meyveli içeceklerimizle ferahladıktan ve biraz yüzdükten sonra, bu kadar spor yapmaya alışkın olmayan bünyede, tabi ki de hemen bir acıkma söz konusu. O zaman 50 koruma faktörlü spreyleri tekrar sürüp, şemsiyemizin altında, bol çedarlı kocaman bir Cheeseburger’i biricik eşimle paylaşmak iyi fikir. 🙂

kempinski-hotel-bodrum-cheeseburger

“Peki sahili nasıl acaba?” derseniz, hemen söyleyeyim, her türlü misafir için bulunmaz vaha! “

Bulunduğumuz noktadan, aşağı bakınca, manzara işte böylesine muhteşem.

kempinski-hotel-bodrum-beach-manzara

Beach’e geçmek için “buggy” denilen, yanları açık golf arabalarına biniyorsunuz. Aracı kullanan güleryüzlü gence, nereye gitmek istediğinizi söylemeniz yeterli.

kempinski-hotel-bodrum-beach-buggy
İşte Buggy’ye atladık ve birbirinden güzel çiçekler ve yeşillikler arasından geçerek, 2 dakikada plaja geldik bile.

kempinski-hotel-bodrum-buggy-car

kempinski-hotel-bodrum-beach-cicek

Bulunduğumuz yerin ismi: “Barbarossa Beach” diye geçiyor. Bu yemyeşil ve bakımlı alan; ana plaj, çocuklu plaj, restoran ve “sessiz plaj” isimli bölümlerden oluşuyor. İşte beni en çok heyecanlandıran kısma geldik bile. Açıklıyorum, hazır mıyız? 🙂

kempinski-hotel-bodrum-barbarossa-silent-beach

“Silent beach” yani “sessiz plaj”da çocuk yok, a dostlar! Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin? :)) Çocuk çok severiz ama eşimle benim, en sevdiğimiz çocuk, “arkadaşımızın çocuğu”dur, o da altı kuru, karnı tok, uykusunu tam almış ve keyfi yerindeyken!:)))

Özellikle de tatillerde, havuzda ya da deniz kenarında, maruz kaldığımız, suya her atladığında, aralıksız tekrar eden “Anne bak! Anne bak!” sesleri ve devamında her seferinde bakmaktan bıkan annelerin kayıtsızlığı karşısında, iyice dikkat çekmek için kontrolsüzce atılan çocuk çığlıkları vesaire derken, şu anda tek istediğimiz püsküllü şemsiyemizin altında şezlongumuza uzanmak ve sessizliğin tadını çıkarmak… İşte bu burada mümkün! Yuppiii! :))

kempinski-hotel-bodrum-silent-beach

Hatta hızımızı alamayıp, hamağa da uzanmışlığımız var ki, işte onun keyfi anlatılmaz yaşanır:)

Bizim hayran kaldığımız bu bölüm, genelde çift olarak gelmiş, sakinliği ve huzuru, zaten standart bir yaşam biçimi haline getirmiş, orta yaş ve üstü Avrupalı yabancı misafirlerden oluşuyor diyebilirim.

Bu bölüm haricinde tabi ki, çocuklu aileler için ve bebekli aileler için de, çok güzel bir sahil hazırlamışlar ki, bulunduğu yerden herkesin ziyadesiyle memnun kalması harika bir uygulama örneği bence:)

kempinski-hotel-bodrum-beach

“Mavi Bayraklı” özel plajın, girişinde hafif çakıl taşlı, sonrasında kum zeminli olan buz gibi denizinin tadını çıkarıp, gölgede güneşlenmesi çok büyük keyif.

Şemsiyenizdeki düğmeye basmanız, servis elemanlarının yanınıza gelmesi için yeterli. Menüden istediğiniz yiyecek veya içeceği seçebilirsiniz. Arada spreyli plastik bir şişe içinde soğuk su getiriyorlar. “Bu nedir?” diye şaşırmayın… Şemsiye altında bile olsanız, güneş ışınlarına maruzken, denize girmeye üşenip, sıcaktan da bunalınca, yüzünüze “fıst fıst” yaparak, serinleyip, ferahlamanız için ideal, düşünceli bir jest olmuş:)

Daha macera dolu bir tatil isteyenler için, otel bünyesinde dalış merkezi, özel gulet turları, motor yatlarla günlük olarak yapılan özel tekne gezileri, doğa yürüyüşü organizasyonları vesaire, ne ararsanız varmış.

Bizi bu tatilde en çok ilgilendiren bölümler; deniz, havuz ve restoranlar:) Macera filan bizden uzak dursun, alana da mani olmayalım tabi:)

Akşam üstü gibi karnı guruldamaya başlayanlara, karamelize edilmiş cevizlerin çok güzel bir tat kattığı, keçi peynirli ve pancarlı bu taze salata iyi bir alternatif…

kempinski-hotel-bodrum-salata

Bodrum’a gelmişken, “Bodrum’un meşhur Çökertme Kebabı’nı bir de yerinde yemeliyim” derseniz, Kempinski Hotel’in Pool Restaurant’ı bu konuda çok iddialı. Kesinlikle tatmadan dönmeyin, sonra pişman olabilirsiniz diyebilirim. Hatta bakın, dedim bile!:)

kempinski-hotel-bodrum-beach-cokertme

Lezzetli yemekler sonrası, biraz uyku bastırdı ve canınız güzel bir şekerleme yapmak mı istedi bizim gibi? O zaman size harika bir sürprizim daha var! Benim oteldeki ennn ama en sevdiğim yerlerden birini daha sizinle tanıştırayım o zaman!

İşte huzurlarınızda “Chill Out Lounge” denilen püfür püfür bir ambiyansta lüks ve konfor içinde dinlenme köşesi… Allahım! İlk gördüğüm anda vuruldum buraya… Tam benlik!

kempinski-hotel-bodrum-beach-manzara

Hasır malzemeli minder yataklar, rahat pofuduk yastıklar, bembeyaz kar gibi pikeler üzerinde, yeşillikler içinde, sonsuzluk havuzuna nazır ahşap zeminli bir ortamda, nasıl da güzel uyunur sormayın… Önce biraz kitap okuyayım, notlar alayım filan derken, bi’ baktım ki göz kapaklarıma karşı koyamamış ve bi’ yarım saat kadar süper bir uyku çekmişim. Burayı böylece bırakıp, akşam yemeğine hazırlanmak üzere, odaya çıkmak öyle zor geldi ki anlatamam:)

kempinski-hotel-bodrum-usengec-sef

Bodrum’un bu en şahane gün batımı saatlerini kaçırmak istemediğimiz için, fazla da naz edemedim tabi:)

kempinski-hotel-bodrum-la-luce-restaurant

Gündüz güneşin altında ışıl ışıl parıldayan sonsuzluk havuzu, akşamüstü saatlerinde, inanılmaz huzur veren sakinlik abidesi bir güzellik olarak çıkıyor karşımıza.

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-havuz

Ooo bakar mısınız? Biz bu gece için rezervasyon yaptırdığımız restorana geçerken, otelin egzotik Vietnam lezzetlerini, degüstasyon menüleriyle birleştiren mevsimlik á la carte restoranı “Saigon Club”, cumbalı terasında çoktan misafirlerini ağarlamaya başlamış bile:)

kempinski-hotel-bodrum-restaurant

Otelin kendine ait helikopter pisti ve özel marinası da olduğunu söylemiş miydim? Aranızda helikopteri olanlar, artık “nereye ineceğim?” derdi kalmadığı için, içine biraz su serpilmiş, bi’ rahatlamıştır şimdi diye düşünüyorum. 🙂

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-manzara

Kempinski Bodrum’da Ege mutfağından Asya mutfağına, farklı zevklere hitap eden restoranlar mevcut.

İlk gece için güzel bir tadım ziyafeti çekmek üzere rezervasyon yaptırdığımız Sundeck Restorana doğru inerken, deniz yine çarşaf gibi…

kempinski-hotel-bodrum-beach-manzara

Sundeck, denize sıfır ahşap terası bulunan enfes lokasyonda bir restoran… Yemekten önce, DJ performansıyla chill-out tarzında müziklerin çaldığı lounge kısmında buz gibi bir Prosecco ile açılış yapabilirsiniz.

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-prosecco

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-usengec-sef

Sonrasında romantizmin en sade ve şık halini yansıtan restoran bölümünde, o güne özel degüstasyon menüsünden lezzetleri tek tek deneyimleme serüveni başlar.

kempinski-hotel-bodrum-restaurant

Narenciye aromalı deniz tarağı… Sunumun zevkliliğine dikkatinizi çekerim:)
kempinski-hotel-bodrum-restaurant

Keçi peyniri kreması ve lavanta aromalı Karpuz…
Yengeç Kek (Crab cake), Tereyağlı Karides ve Fesleğenli Kum Midyesi… Bunlar sadece aklıma gelenler. Maşallah saymakla bitmiyor ki!:)

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-tadim

Patlıcan kremasıyla servis edilen ve “Sous vide” yöntemiyle pişirilmiş bonfileler mi istersiniz, trüflü karnabahar yanında tavada kızarmış Lagos balığı mı? Damak çatlatan iddialı bir tadım menüsü burada sizi bekliyor.

Çeşit öyle fazla ki, minik minik, biraz ondan biraz bundan derken, bütün gece süren bu zengin lezzet serüveni, açıkcası insana biraz fazla geliyor. Bence sayıyı biraz azaltmalılar sanki:)

Yetmezmiş gibi, bir de çikolatalı kek, krem brüle,ekler, tart ve makaronlardan oluşan bu tatlı tabağı gelince, zaten artık pek de yeriniz kalmayabiliyor aslında. Ama yine de ne yapar eder ve o Krem Brüleyi boynu bükük halde geri gönderemem tabi, hem arkamdan ağlar sonra, değil mi? 🙂

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-tatli

Hazır konumuz akşam yemeğiyken, ertesi akşam deneyimlediğimiz İtalyan restoranından bahsetmeden olmaz. Kempinski’de konaklarsanız, “La Luce” (ışık) isimli bu á la carte restorana muhakak rezervasyon yaptırın derim.

kempinski-hotel-bodrum-italyan-restaurant

Çağdaş ve tipik bir İtalyan restoranı olan La Luce’de, ağaçlar altında, kırmızı beyaz kareli masa örtüleri ve begonviller arasında, sıcak, samimi bir ambiyanstayız.
kempinski-hotel-bodrum-restaurant-usengec-sef

Menüsünde diyor ki; ev usulü İtalyan yemekleri sunulan bu restoranda, dalından yeni koparılmış taptaze ürünler kullanılıyormuş ve bunlar, tesise 8 km uzaktaki kendi organik üretim yapan çiftliklerinden tedarik ediliyormuş.

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-italyan

“Burrata”sı, “Gnocchi”si, çeşit çeşit ev yapımı makarnaları ve risottosu derken, ana yemek olarak, Head Şef Okan Aydemir’in ağır ateşte pişmiş balsamikli “Dana Kaburga” tavsiyesine uyuyoruz. Gerçekten liğme liğme pişirilmiş, yumuşacık ve çok lezzetli hazırlanmış.

Geceden “hala tadı damağında kalan, en favori yemeğin hangisi oldu?” derseniz, kesinlikle bu ev yapımı “Kalamar Mürekkepli Spagetti” derim. İlla ki şans verilmeli bence!:)

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-karides

O gün aynı zamanda doğumgünüm de olduğu için, canım eşimle pek sevdiğimiz İtalyan yemekleri eşliğinde, eşsiz bir mehtaba karşı kutlamış olduk bu vesileyle. Allah sağlık versin, insan başka ne hediye ister ki? 🙂

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-deniz-manzara

Otelin misafir ilişkileri zaten gündüz de odaya gittiğimde bana çok nazik bir pasta sürprizi yapmışlardı. Bu sayede, bu size hiç bir zaman söylemeyeceğim yaşıma, çok pastalı, çok mumlu ve çok dilekli, güzel bir giriş yapmış oldum. Üfff tamam, üstüme gelmeyin işte! 41 kere maşallah deyin, olsun bitsin:)

kempinski-hotel-bodrum-dogum-gunu

Hazırladığı kokteyllerden ötürü, çevresindekiler tarafından kendisine “Wonderland” (harikalar diyarı) denildiğini duyduğum, Alman Bar Müdürü “Wieland”le tanışmak için Bar’a da uğradığımızda, ilginç şovlarla süslediği sunumlarıyla “master barmenlik” konusunda pek çok meziyetini de görmüş oluyoruz.

kempinski-hotel-bodrum-restaurant-barmen-bar
Rahat ve deliksiz bir uykunun ardından, işte ışıl ışıl bir güneşle güne “merhaba” dedik yine.

kempinski-hotel-bodrum--beach-usengec-sef

Kempinski’de kahvaltı için 2 farklı alternatifiniz bulunuyor. Geç kahvaltı isterseniz, deniz kenarındaki Barbarossa Restaurant’ın yöresel serpme kahvaltısını deneyebilirsiniz. Eğer erkenciyseniz de, en iyisi Olives Restaurant’daki açık büfeden faydalanın.

Akşamları Ege ve Türk Mutfağından örnekler sunan Olives’de sabahları açık büfe gurme kahvaltı servis ediliyor.

kempinski-hotel-bodrum-brunch-kahvalti

kempinski-hotel-bodrum-brunch-kahvalti

Burası için rezervasyon gerekmiyor ama deniz kenarındaki diğer restorandaki kahvaltı için yaptırmalısınız.

Saat 10 gibi kahvaltıya indiğimiz bir sabah, işte yöresel serpme kahvaltıdayız.

kempinski-hotel-bodrum-beach-kahvalti

Manzara insanın ruhunu doyururken, çeşit çeşit zeytin, peynir, reçel, petek balı, menemen, sucuk vesaire derken, mideniz de fazlasıyla nasipleniyor.

kempinski-hotel-bodrum-beach-doga

kempinski-hotel-bodrum-beach-breakfast

Kempinski Bodrum’un içinde 5.500 metrekarelik bir alana yayılmış oldukça büyük bir Spa ve Sağlıklı Yaşam Merkezi var.

kempinski-hotel-bodrum-spa-masaj

Türk hamamı, sauna, buhar odası, renk terapisi odaları, holistik tedavi merkezi gibi bölümlerin de bulunduğu otelde, reiki, yoga ve tai-chi seanslarına katılabiliyorsunuz. İster plajdaki “Cabana”larda, ister 14 odalı Sanitas Spa’da, uzman terapistlerden kişiye özel, yenilenme ve canlanmaya yönelik yüz veya vücut bakımları alıp, dilediğiniz masajı yaptırmanız da mümkün.

kempinski-hotel-bodrum-spa-masaj

kempinski-hotel-bodrum-spa-masaj

Bu seferlik klasik bir masaj yerine, rahatlatıcı ve canlandırıcı duyusal holistik (bütünsel) iyileştirme yolculuklarına çıkardığı için çok tavsiye edilen, “Watsu” denilen bir su terapisini tecrübe etmek istedim. Çok güzel bir tesadüfle bu su terapisini veren hanımın ismi “Deniz Susever”. İnsanın ismi, severek yaptığı işle bu kadar mı uygun olur? 🙂 Yoksa ismi bu olduğu için, adını duya duya etkisinde kalarak mı “suyla şifa” konusunda bu kadar tecrübeli, bilemedim ama, önce Hindistan’da Yoga eğitmeni olan, ardından Sualtı yogasını keşfeden Deniz Hanım, suda refloksolojiden, hipno terapiye kadar pek çok eğitimi de yine orada almış.

kempinski-hotel-bodrum-spa-watsu-su-terapisi

35 derecelik ılık bir suda, önce bacaklarınıza, suya batmaması için minik can simitleri sarılıyor, sonrasında gözlerinizi kapatararak, kendinizi Deniz Hanım’ın anne gibi şevkatli kollarına bırakıyorsunuz. Sizi Zen Shiatsu, Yoga, Alexander tekniği ve meditasyonun tedavi edici özelliklerini birleştiren 1 saatlik bir seans boyunca sadece yüzünüz suyun üzerinde kalacak şekilde çok sakin ve nazik hareketlerle yüzdürüyor. Tüm kontrol onda… İyice konsantre olunca, onun varlığını da unutuyor ve yer çekimsiz ortamda, serbest salınarak, anne karnında, amniyon sıvısı içinde yüzen cenin hissiyatına kavuşuyor insan…

deniz susever watsu

Çok ilginç ve hayatta en az bir kere muhakkak yaşanması gereken bir deneyim bence. Ağrı, stres ve yorgunluk azalttığı gibi, duygusal durumların ve derin travmaların çözülmesinde de yardımcı olan bu terapinin sonunda, kendimi bir tüy kadara hafiflemiş ve 1 saat sürmesine rağmen, bütün gece deliksiz uyumuş kadar dinlenmiş hissettim. Ağırlıksız olmak, sırtımda ve belimde gerçekten inanılmaz bir rahatlama yaşattı. Şans eseri, tam da doğum günümde aldığım bu tarifsiz deneyim sayesinde, yenilendim adeta.

Kempinski Hotel Barbaros Bay’den, tam da planladığımız gibi iyice dinlenmiş olarak, güzel anılarla ayrıldık. Bol denizli, bol güneşli, leziz yemekli, lüks ve sakin bir tatil arayışındaysanız, size de tavsiye edebilirim:)

Kempinski Hotel Barbaros Bay
Adres: Kizilagac Koyu Gerenkuyu Mevkii Yaliciftlik, 48400
Tel:(0252) 311 0303

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz