
Havalar ısınıp, deniz mevsimi başladığı andan itibaren, eşimle bizi, güzel ülkemizin 2 güzide noktası, Cem Yılmaz’ın deyimiyle “geeeel! gel” diye çağırmaya başlar 🙂 Biri Bodrum, diğeri de Alaçatı… Senelerce sadece İzmirliler’in sayfiye mekanı olan Çeşme daha göz önündeyken, taş evleri, dar sokakları, butik otelleri, yerel pazarları, her sene düzenlenen ot festivali, devamlı esen rüzgarı ve dünyaca ünlü sörf turizmi ile yıldızı parlayan Alaçatı’nın da, en az ilk göz ağrımız Bodrum kadar müdavimi haline geldik. İzmir Adnan Menderes havalimanına yakın olması sebebiyle sağladığı ulaşım kolaylığı sayesinde, bizim gibi kalabalıktan ve koşturmacadan bunalmış İstanbullular için de yakın bir kaçış noktası tabi Alaçatı.
Bir tatil destinasyonu olarak, son bir kaç yılda iyice popüler hale gelmesi sayesinde elini sallasan, bir butik otele çarpıyor artık Alaçatı’da. Geçenlerde bir sohbette burada 3 sene evvel 160 olan otel sayısının, şimdilerde 480’lere çıktığını öğrenince, bu kontrolsüz büyüme karşısında ağzımız açık kaldı. Hatta aynı konuşma içinde otel sahibi olan ahbabımızın ekibinde hizmet veren aşçı, housekeeping gibi çalışanların bile, bu sene kendilerine ait butik otel ya da pansiyon tarzı yerler açmak için ayrıldığını duyunca, Alaçatı’da sıkça duymaya başladığımız kalite ve hizmet sorunlarının sebeplerini, biraz daha iyi kavrayabildik.
Alaçatı’nın merkezinde bulunan butik otellerin bence en büyük dezavantajı, sadece taş bir ev ve avlusu şeklinde bir mimariye sahip olması sebebiyle, genelde deniz ve havuz opsiyonunun bulunmaması. Bu sebeple de deniz için illa ki yollara düşüp, ya Aya Yorgi’deki “üçyüz-beşyüz” beach’lerine ya da yarımadanın güney tarafındaki daha bakir ama biraz daha rüzgarlı beach’lere gitmek zorunda kalırsınız. Buralar sörfçüler ve kiteboard yapanlar için cennetten bir köşe olsa da, tatilciler için bu derece esintili bir plaj, her halükarda sersemlemiş bir kafa, etkilenen bir tansiyon ve kendini leyla gibi hissetmek için adeta zemin hazırlıyor. Evet kendimden biliyorum:)
Aslında sadece bu bahsettiğim iki dezavantajı göz önüne aldığımızda bile, İstanbul gibi aşırı insan ve araç popülasyonundan boğulduğumuz, trafik keşmekeşinin tavan yaptığı bir şehirde, devamlı bir yerlere yetişme kaygısı ile hayatlarını geçiren bizim gibilerin, huzurlu ve sakin bir tatil hayali kurarken, Alaçatı’daki bu tarz “ben yaptım oldu” felsefesine sahip henüz oturmamış tesislere yönlenmelerinin çok da akıllıca olmadığı ortada. Üstüne üstlük, hiç de ucuz olmayan bu butik otellerin oda-kahvaltı fiyatları üzerine, bir de gün içinde yenilen öğlen ve akşam yemeklerini, efendime söyleyeyim beachlerin yüksek giriş ücretlerini, otopark için alınan abartılı ücretleri, mekanlarda yapılan fahiş fiyatlı yeme-içme harcamalarını da hesaba katınca, bir bakmışsınız ki, günün sonunda rakamlar, farkında olmadan Güney’deki en lüks herşey dahil tesislerin dahi kat be kat üzerine çıkmış bile.
“Denize girebilmek için her gün beachlere gitme uğruna yollara düşme ve içerde iyi manzaralı bir yerde, rahat bir şezlong kapma derdi olmadan, bir de üstüne üstlük beachlerde cüzdanın suyunu çıkaran, insafsız masraflar yapmaya gerek kalmadan, Alaçatı’da da kaliteli ve güzel bir tatil yapılamaz mı?” diye sorarsanız, bu sene yeni açılan Alkoçlar Exclusive Alaçatı sayesinde artık bu mümkün diyebilirim.Alkoçlar Grubu’nun 2014 Mayıs ayı itibariyle Alaçatı’da açtığı ve açılışıyla birlikte ilk büyük etkinliğini de gerçekleştirerek görkemli bir Elle Dergisi organizasyonuna ev sahipliği yaptığı haberleriyle basından ilgimi çeken otele gitmek için boş yere heyecanlanmıyormuşum. Bu denize sıfır butik otel, hem kendine ait özel plajı, tertemiz denizi ve havuzlarıyla, hem de Alaçatı’daki butik otellerde hiç de alışık olmadığımız şekilde “ultra her şey dahil” sistemle hizmet vermesiyle bence çok önemli bir fark yaratıyor.
45.000 m2’lik alana kurulu Alkoçlar Exclusive Hotel, yatay ve az katlı binalar şeklinde tasarlanmış ve bu sayede aslında butik otel havası da özenle korunmuş. Git git bitmeyen, devasa büyüklükte havuzları, harika bir denizi ve herşey dahil sistemi ile size, sabah kalktığınızda “denize girmek için nereye gideceğiz?”, “akşam yemeğini nerede yiyeceğiz?” gibi sıkıntılardan uzak, süper bir tatil imkanı sunması da cabası…
Sörf plajlarına yürüme mesafesinde, Alaçatı merkeze 3 km. ve Çeşme merkeze ise 10 km. uzaklıkta olduğu için konumu da çok avantajlı. Hemen Alaçatı burnunda, eskiden Süzer Hotel’in bulunduğu, artık kullanım dışı olan binanın iki yanındaki koyda yer alıyor. Şu anda hemen yanı başında bulunan, sezonun en trend yerlerinden biri sayılan (eski Solto Beach), yeni Zio Beach’in bulunduğu koy ile beraber, bölgenin en güzel plajına ve denizine sahip bence. Suyunun soğuk olması da özellikle klimayı icat edenlere, bol bol dua ettiğimiz bu nemli ve sıcaktan ekstra bunaltıcı havalarda, “yeme de yanında yat” bir özellik olarak, gönüllerde taht kurma sebeplerinden:)
Hazırsak, haydi otelde beraber biraz keşfe çıkalım:)
İlk izlenim olarak, beyaz renk ağırlıklı otel, gerçekten sade ve iç açıcı… Check-in’imizi yaptıktan sonra, odamıza geçiyoruz.
Odamız renkleri ve kullanılan mobilyalar itibariyle, bana huzur veren, gereksiz teferruattan uzak bir dekorasyona sahip.
Ege’ye yakışır şekilde romantizmin rustik dokunuşlarla buluştuğu ve sadeliğin ve konforun ön planda tutulduğu 152 odadan oluşan otelde, ayrıca özel balayı süitleri de bulunuyor.
Ege mavisine hayran birisi olarak diyebilirim ki, hem havuz hem deniz manzarasına hakim olan odamızın balkonunda, bu inanılmaz güzelliğe karşı içilen kahve de insana ayrı bir keyif veriyor.
Bavullarımızı boşaltıp, kahvemizi içip, biraz da dinlendiğimize göre, etrafı gezmeye de başlayabiliriz.
Havuzun etrafında Alaçatı sokakları havasında tasarlanmış bir etkinlik ve alışveriş alanı bulunuyor. Bu arada tatlı su havuzları yanında, arzu eden misafirler için tuzlu su seçeneği de sunulmuş.
Zaten yerli ve yabancı misafirlere aynı anda hizmet verebilecek, deck alanında organizasyonlar yapabilecek kadar büyük çaplı otel, Alaçatı bölgesinde olmadığından, burası sanırım bu manada bir ilke imza atıyor.
Alkoçlar Exclusive’de çocuklu aileler de düşünülmüş. Otelin sahipleri Ender Alkoçlar ve özellikle de eşi Gülşah Hanım çocukların memnuniyetine çok önem veriyor. Zaten baktığınızda gerçekten de çocuklar bir otelde iyi zaman geçiriyorsa, anne-baba da memnun oluyor. Mini Club’da eğlenerek öğrenebilsinler diye, Bodrum’un önemli anaokullarından biriyle yaptıkları işbirliği sayesinde, uzman bir ekibin yönetiminde çocuklara özel kişisel gelişim ve eğlenceli aktiviteler düzenleniyormuş. Yaratıcılık Atölyesi’nde çocuklar yeni malzemelerle tanıştırılıp, kum, havuz ve açık hava etkinlikleri ile de iyi vakit geçirmeleri sağlanıyormuş. Hatta duyduğuma göre bebek bakım hizmeti bile varmış.
Bizde çocuk olmadığına göre, o zaman ilk hedefimiz deniz kenarı… Hem bakalım bakalım öyle anlatıldığı kadar güzel miymiş gerçekten? 🙂
Bundan daha da güzel olanı, Alkoçlar Exclusive Alaçatı Hotel’in, Ege’nin serin ve masmavi sularının keyfini çıkarabileceğiniz, tamamen kendine ait 350 metre uzunluğunda bir plajının olması… Böyle iyi bir plaj uğruna, geçmiş senelerde, bütün gün güneşin altında sıcaktan kavrulan arabaya atlayıp, kaç tane özel beach gezdiğimizi, kaçının rüzgardan durulmaz halde, kaçının tıka basa dolu olduğunu ve her birinin de giriş ücretlerinin ve menüden gün boyu yenilen içilen şeylerin fiyatlarının absürd derecede pahalı olduğunu da düşününce, otelimizin içinde böyle bir imkan olması şu an bizim için maddi-manevi inanılmaz değerli:)
Deniz girişte biraz taşlı ama gerçekten tertemiz ve Alaçatı’ya yakışır şekilde ferahlatıcı soğuklukta. İskeleden girdiğinizde daha keyifli bence. Denize rağmen ferahlayamayanlara ise, buz gibi bir içecek, meyvalı bir frozen veya güzel bir dondurma tavsiye edebilirim belki:) Unutmayın, burada yediğiniz içtiğiniz her şey ultra dahil…
Bunun haricinde beach’den faydalanmak için dışarıdan gelmek de mümkün. Kişi başı 135 TL ücretle, ana restoran ve a la carte restoranlar hariç, otelin her bölümünden, her şey dahil şekilde günübirlik faydalanılabiliyormuş.
Ayrıca dediler ki Alkoçlar Exclusive Alaçatı’nın suit odalarında üç hafta ve üzeri konaklayanlara özel, ücretsiz helikopter servisi ve havaalanından otele transfer hizmeti veriliyormuş. Uzun tatil imkanı olanların aklında bulunsun:)
Biraz deniz, biraz havuz derken, hiç bir yerlere koşuşturma derdi olmadan, burada sakin sakin tatilinin tadını doyasıya çıkarıyor insan…
Bu kadar yüzmekten sonra, artık biraz karnınız mı acıktı? Sandöviçler, tostlar,makarnalar, pideler, ızgaralar, pizzalar, tatlılar arasından, canınızın çektiğini hemen menüden seçin ve siparişinizi verin, bitti gitti! 🙂
İşte ince hamurlu karışık pizzam geldi bile. Bu çıtır çıtır lezzetten bir dilim almaz mıydınız? 🙂
Tatil kitabımı okurken yaptığım bir saat kadar şekerlemeden sonra, güneş batmaya başlamış, etraf aydınlatılınca her yer ayrı bir güzelleşmiş, şuna bakar mısınız?
Biz de otelimizin merkezi konumunu fırsat bilerek bu akşam dışarı çıkacağımız için, Alaçatı havasına uygun şekilde, tam yazlık bir modda giyinip kuşanıp, çıkıyoruz dışarı.
Sıra akşam yemeğine gelince, havuz kenarındaki masalarda yerimizi alıyoruz. Aynı zamanda denize nazır olan açık büfe restoranda, Yaz mevsiminin ve Alaçatı’nın keyfini tamamlayan balıklar, mezeler yanında, Türk ve dünya mutfağından örnekler de sunuluyor.
Aynı restoran, sabahları da yine açık büfe olarak kahvaltı hizmeti veriyor.
Şu anda sabaha ve kahvaltıya daha çok olduğuna göre, yemek üstü minik bir tatlı da alabilirim herhalde? 🙂
Tatlı ve meyve faslını da tamamladığımıza göre, artık biraz Alaçatı’yı gezmeye çıkabiliriz.
İster bir Alaçatı klasiği olarak çarşıda dolaşın, ister bölgenin yeni yükselen değeri Hacımemiş’e geçip, tasarım mağazalara, antikacılara filan göz atın veya bir cafe’de oturup, gelen geçeni izleyin, aralardan ünlü simaları seçin. Keyif sizin! 🙂
İsterseniz de otelinizin, Alaçatı Port’a neredeyse yürüme mesafesinde olmasının tadını çıkarın. Çünkü Balıkçı Hasan, Ferdi Baba, Süleyman Steakhouse, Tren gibi Alaçatı Port’un en iyi mekanları, hemen iki adım ötenizde ve hiç üşenmenize gerek kalmadan, her an elinizin altında.
Tatilimiz boyunca biz, hepsini bol bol gezip dolaştık. İğne atsalar yere düşmeyecek kadar popüler mekanlarla dolu Alaçatı Port’ta, arkadaşlarımızla buluşup eğlendik.
Eğer siz de böyle keyifli bir tatil yaşayıp, Alaçatı’yı gönlünüzce yaşamak istiyorsanız, tüm bu avantajları sebebiyle Alkoçlar Exclusive Alaçatı’yı tavsiye edebilirim.
Alkoçlar Exclusive Alaçatı İletişim Bilgileri
Adres: 2.Çark Plajı Liman Mevkii, Hacı Memiş Mahallesi, 8000 Sok, No:6, Alaçatı – İZMİR
Tel: (0232) 716 97 77 – 444 5 255