
Her çocuk gibi Elma Şekerine bayılırdım. Yazlığımızın bulunduğu siteye, ne zaman bir Elma Şekerci gelse, bir anda ortalık hareketlenir, herkes evinin balkonunun altına, para istemek için koşarak, “Aaaaaanneeee! Anneeee!” diye sesini duyurana kadar durmadan bağırır, eğer isteği kabul görmezse de “Anne yaaa, yaa nolur yaa, valla bak bugün başka bişey istemiycem söz” diye, kasap kedileri gibi yukarı bakarak her türlü şımarıklığı yapar, o parayı aşağı attırmadan da susmazdı.
Sanki Elma şekerlerinin kendisi, yeterince albenili değilmiş gibi, satıcı adam bir de, paketlerinin içine numara yazılı minik kağıtlar yerleştirir ve çekiliş yapardı.
Bir açardınız ki şansınıza, o günün şartları için balon, düdük, su tabancası filan gibi bir çocuğu deli edecek türden, çeşit çeşit ve renk renk hediyeler çıkardı içinden.
Hepimizin yüzü gözü kıpkırmızı ve yapış yapış, bir elimizde iğreti şekilde tuttuğumuz elma şekerlerini afiyetle mideye indirirken, bir yandan da, yanında hediye gelen su tabancalarıyla, birbirimizin icabına bakardık kan ter içinde sahilde koşuşturarak:) Ahhh ne günlerdi:)
Çocukluk ne güzel şey. Ne dert, ne tasa… Ye, iç, arkadaşlarınla oyna, denize gir, marsık gibi olana kadar güneşlen. Eve gel, kallavi bir sofra hazır, seni bekliyor. Duş al, yemek ye, giyin, yine bahçeye çık. Oh mis!:)
Tüm gün oyun oynadığımız yetmiyormuş gibi, diyorum ya, o an önümüzden neci geçerse, hepsinden ister dururduk mecburmuşuz gibi. Ben yine nispeten daha tok gözlüydüm her zaman… Ama bunların da sonu yoktu ki kardeşim; Simitçi, Süt Mısırcı, Dondurmacı, Elma şekerci, Tulumba tatlıcısı, Dürümcü derken, biri gidiyor, biri geliyordu satıcıların… El insaf!
Akşamları da Pommes Frites ve Slush ritüelimiz vardı, hemen yan sitenin altındaki dükkandan…
Daha önce duymayanlar için açıklamak gerekirse; “Pommes Frites” dediğim, kalın kesilmiş ve üçgen bir kartonla sunulan, bol tuzlu ve lezzetli bir patates kızartması ve “Slush” ise, kırık buzlu bir içecek aslında ama, içine hangi meyvadan istersen, onun şurubundan koyuyorlar. Bol bol gıda boyası aslında ve iki hüpleyince zaten geriye sadece tatsız tuzsuz buz olan kısmı kalıyor. Ama o yıllar için öylesine değerli ki… Düşünün daha ortada Mc Donald’s filan yok:)
Zaten öyle uzaklara gitme iznimiz olmadığı için, “anneeee biz şuraya kadar gidip, 5 dakikaya dönüyoruz pattez alcazzz” diye yine annelerin bulunduğu balkonun altından haber verirdik her birimiz tek tek. Bazen anneler aynı balkonda olurdu genelde birbirleriyle arkadaş oldukları için. İşimize gelirdi tabi bu durum… Koloniler halinde gezdiğimiz müddetçe, sadece o dükkana kadar gitmemize izin verirlerdi.
O zamanlar tabi cep telefonu olmadığından, belki dumanla değil ama, yazlık ortamı işte, devamlı balkon altlarından seslenerek haberleşilir ve herkesin çocuğu aynı yöntemi uyguladığı için, kimse bu gıcık seslerden rahatsız olmazdı.
Şimdi ise bütün bu koşturmaca arasında, bin yıl sonra bir nostalji yapıp, Elma Şekeri yiyelim dedik, aman Allahım uğraş uğraş, ısırılmaz! İnsan ön dişlerine kıyamaz vallahi yazık günah.
Yanaklar, eller, kollar, hatta saçlar dahil, her şey yapış yapış oldu mu size? Baktım olacak gibi değil, adab-ı muaşeret çizgimden ödün veremedim ve bir tabakla, çatal ve bıçak istedim. Bildiğiniz Elma Şekerini, sol elde çatal, sağ elde bıçak, mecburen dilimleyerek ,yeni bir çığır açarak yedim. “Ah be canım, senin neyine elma şekeri?” dediğinizi duyar gibiyim:)
O zaman hadi gelsin size, en sevdiğim Şairden eğlenceli bir şiir daha:
ELMA ŞEKERİ
Hayat elma şekeri
Üstü şeker, altı elma
Şeker başlarsın
Olursun mutlu…
Elmaya gelince sıra
Kaldır at gitsin
O zaten kurtlu…
Nursen Deliktaş
(Heyamola İsimli Kitabı’ndan)
Aranızdan bu davetkar resimleri görüp de aşeren, çok etkilenip çocukluğuna dönmek isteyen ya da “ufaklıklara kendi elcağızımla bi sürpriz yapsam mı” diyen cengaverler çıkarsa diye, bir de hızlısından Elma Şekeri tarifi vereyim madem:
ELMA ŞEKERİ TARİFİ
Malzemeler: (4 Kişilik)
– 4 tane Kırmızı ve Sert Elma (Güzelce yıkanmış ve kurulanmış)
– Elmalara saplanacak 4 dayanıklı Çubuk
– 1 Bardak Su
– 2 Bardak Toz Şeker
– 1 Çay Kaşığı Kırmızı Gıda Boyası
(Arzu ederseniz, Yeşil elmalarla ve Yeşil renkli Gıda Boyasıyla, Yeşil Elma Şekerleri de yapabilirsiniz tabi)
Su ve şekeri bir tencerede karıştırarak ısıtıyoruz.
Göz göz olmaya başlıyor ve yaklaşık 15 dakika kadar kaynatmaya devam ediyoruz.
Sonra 1 Çay kaşığı kadar Kırmızı Gıda Boyası damlatıp karıştırıyoruz.
1 tatlı kaşığı da Limon Suyu ekleyip, 1 dakika daha kaynatıp, altını kapatıyoruz
Olması gereken kıvama geldiğini test etmek için, karışımdan bir damlayı su içine damlatınca, hemen sertleşmesini baz alabiliriz.
Yıkayıp kuruladığımız elmaların sap kısımlarını çıkarıp, sağlam çubukları, elmayı taşıyacak kadar derine saplıyoruz.
Elmaları tenceredeki karışıma hızlı hızlı daldırıp, bu karışıma iyice buladıktan sonra ters çevirerek, bir tepsiye serdiğimiz yağlı kağıdın üzerine diziyor ve donmalarını bekliyoruz.
Veeee evimizde kimseciklerin görüp de, rezil olma derdi olmadan, mis gibi şapur şupur yeyip, ağzı gözü yapış yapış yaparak keyfini çıkarıyoruz:)
–
Sair yine muhtesem yazmis.sirf bu siirler icin bile her gun bloga girilir… Elinize saglik
Teşekkür ederim Her gün beklerim madem:))
ArKadeşim gerçekten beni aldın o günlere götürdün. Tıpkı dediğin gibi ilaç gibi yazı. Teşekküürr.
EbrU
Ebrucum ben de düşündüm de ne kadar özlemişim o günlerimizi. Tadını çok güzel çıkarmışız çocuk olmanın 🙂
Teşekkür ederim. Şiiri bu gidişle herkese yeniden sevdireceğiz sanki 🙂
Çocuk olasım geldi:-)
Cenk
Cok guzelll yemiş kadar olduk tesekkurler:)))
Nesrin
Ben çok severdimmm ahhhhhh. Nerden buldun ama bunları bunlardan istiyoruuummmmmmmmm
Müge
Nişantaşı'nda bir Pastane:) Yeşil elmalısı da var:)
Elma şekeri dişlerime yapıştığından pek sevmem ama görüntüsüne bayılırım. Bana mutluluk hissi verir. Bir de üzerine Şiir çok güzel gitti:)
Üşengeç Şef sizin kısa kısa yazılarınız artık beni kesmiyor. Ben sizin çok güzel romanlar da yazabileceğinize inanıyorum. Kitap okumayı çok seven biri olarak Romanlarınızı da okumak istiyorum. Umarım Roman yazmayı da düşünürsünüz.
Aman da aman! Benim koltuklarım kabarmaz mı ama şimdi? Hehehe lütfen abartmayalım ama çok onore oldum ne diyeyim? O sizin güzel bakışınız 🙂
Ya iyiki bunu bize hatırlattın.. Yaz gelir gelmez Bade'ye yapıp önüne koyucam döke saca rahat rahat yemesine izin vercem snr bitince dogru havuza:) bak ozmn yapis yapisliktan eser kalıo mu? 🙂
Badecim kimbilir ne sevinir böyle çekici elma şekerlerini görürse. Hatta hepsini kucaklayıp, bütün gün elinden bırakmadan yürüdüğünü bile hayal edebiliyorum şimdiden:)
Değerli Üşengeç Şef… Size 600 adet Yeşil Elme Şekeri sipariş etsem… Bunu ne kadar zamanda bana teslim edebilirsiniz? ve maliyeti ne olur? Bu kadar siparişi gerçekleştirebilir misiniz?
Saygılarımla
Cüneyt Baltaoğlu
Sn. Cüneyt Bey,
İlginize teşekkür ederim. Maalesef böyle bir hizmetim bulunmamaktadır.
Saygılar,
Üşengeç Şef