Merak ediyorum aranızda benim gibi, evlilik aydönümlerini kutlayan başka kimsecikler var mı? Yıldönümü demiyorum, yok, onu herkes kutlar, ben ayın evlendiğimiz güne tekabül eden gününü, her ay kutluyorum. Aman canım, illa büyük organizasyonlar olması gerekmiyor. Bu bazen dudaklardan dökülen içten ve sevgi dolu bir söz, bazen romantik bir yemek, bazen beraber sarılıp izlenen keyifli bir film, bazen işlerin arasında hatırlanıp gönderilen sevgi dolu bir telefon mesajı bile olsa yeter. Ben biliyorum ki, o gün bize özel.. Aaa! Ben kendimi hiç böyle sanmazdım ama bildiğiniz romantik biri çıktı benim içimden yahu! Gitssiiiin! :))
hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Bir kaç aydır aklımdaydı da havalar maşallah bir türlü ısınmamakta diretince, ertelemek durumunda kalmıştım. Baktım hava durumu “güneşli” olacak diyor, canım eşime bu aydönümümüzde Hilton’da keyifli bir bir haftasonu sürprizi yapmaya karar verdim. Yuppiii! :))
İstanbul’un en büyük oteli ünvanına sahip, 85’i süit, toplam 829 odası bulunan Hilton İstanbul Bomonti’de check-in’imizi yapıp da, 29. kattaki süitimize geldiğimizde, uçsuz bucaksız bir İstanbul manzarasıyla karşılaştık.

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul-view
Pekiiii… Boğaz’ın eşsiz güzelliği ve Adalar karşısında, siz olsaydınız ilk ne yapardınız?

Tabi ki de camın kenarında rahat koltuklara kurulup, güzeeeel bir kahve keyfi değil mi? İşte ben de aynen öyle düşünmüştüm zaten! 🙂

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul
Odamızdaki makinede bir düğmeye basmayla, mis gibi kahvemiz de hazır işte. Biraz manzaranın tadını çıkaralım diye geçiyoruz cam kenarındaki koltuklarımıza.

Maşallah süitimizde yok, yok! O kadar geniş ve konforlu ki, burada yaşayabilirim diye düşünmedim değil hani:) Hatta son dönemde “kentsel dönüşüm” adı altında, müteahhitlere yeterli daire kalsın diye, metrekareleri iyice küçültülen evleri düşününce, burası 2 banyolu, özel giyinme odalı, salon-salomanje kocaman bir apartman dairesi gibi.
hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul-manzara

“O bina neresiydi, bu taraf hangi semtti?” derken, biraz odamızın keyfini sürüp, eşyalarımızı dolaplarımıza yerleştirirken, “hafif bişeyler yemek istesek, ne olabilir?” diye oda servisini arıyoruz ve kendimize paylaşımlık leziz bir Club Sandwich siparişi veriyoruz. Yanında gelen kızarmış patatesler de tam benlik olsa da, bir-iki tane alıp, kendimi tutuyorum. Dedim ya ne de olsa, çok sıkı olmasa da hala diyetteyim:)
hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Normalde 5. kattayken bile balkondan, demirlere yanaşıp, aşağı bakamayacak derecede yükseklik korkusu olan ben, burada şunu fark ediyorum ki, yerlere kadar uzanan camın dibinde ve 29. katta olmama rağmen, yükseklikle alakalı en ufak bir endişe duymuyorum. Hem de hiç!

Neredeyse uçaklara el sallasam, içindeki yolcular görecekler. Bulunduğum rakım o kadar yüksek aslında 🙂

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Hem küvet, hem duş bölümü bulunan banyoya, sanki aylarca burada kalacakmışcasına yanımda getirdiğim şampuan, bakım ve makyaj malzemelerimi yerleştirirken fark ediyorum ki, otelin temin ettiği saç ve vücut şampuanı, kese, losyon vs. gibi ürünler zaten oldukça kaliteli bir markaymış. Keşke boş yere taşımasaymışım:) İşte böyle yapa yapa, şimdi herkes beni “havuz başında güneşlenmeye bile giderken, tekerlekli bir valizle gelir” diye biliyor. Ne yapayım, evimin konforunu her yerde yanımda taşımayı seviyorum. Hem böyle diyenler, sonra bir şey lazım olduğunda benden istemeyi biliyorlar ama! 🙂

hilton-istanbul-bomonti-hotel-istanbul-suite

Süitin özel giyinme odasındaki, paravan şekilli bu kanatlı aynaya ise ekstra bayıldığımı itiraf etmeliyim. İstediğin açıyı verdikçe kendini her yandan görebildiğin bu sistem sayesinde, ayna selfilerinin tadına doyum olmaz. Bence 100 hanıma sorsanız, çoğunluk der ki: “Bundan her eve lazım!”:)

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Haydi otelimizi keşfe çıkalım deyip, asansörle giriş katına iniyoruz. Bu kocaman otelin doğal olarak çok geniş ve ferah bir lobisi var.

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Ooo bakar mısınız orada neler oluyor?  “5 çayı” saati gelmiş ve lobide piyano dinletisi de başlamışsa, benden kayıtsız kalmam beklenemez tabi. Hemen oturup müzikle ruhumu dinlendiriyor ve bir gün benim de bu derece akıcı şekilde böylesine güzel jazz parçalarını çalabileceğim günlerin hayalini kuruyorum rahat koltuğumda:)

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Piyano dersleri aldığımı ve hocamın her dersten sonra, bol bol pratik önerdiğini, daha önce anlattığım için biliyorsunuzdur sanırım.

Biricik, dünya tatlısı, espritüellikte benden aşağı kalmayan eşime, “acaba rica etsem Müzisyen Bey’in programı bittiği zaman, piyanoda biraz pratik yapabilir miyim sence? Çünkü bir kaç gündür gidemedim de, ders aralarım açılmasın” diyorum şakacıktan. O ise ciddi söylediğimi sanıyor ve “do-re-mi-do-re-miiii” notaları eşliğinde kulaklara vereceğim zararı düşünerek, “yok canım yapmayalım! diyerek beni ortamdan hemen uzaklaştırıyor:)

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul-lobby

Bu arada, lobideki locaların gereksiz şatafattan uzak, huzur veren sade tasarımları karşısında, her bir oturma grubunda sakin sakin kitap veya dergi okuma isteği duyuyorum fütursuzca:)
hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Lobi Bar’daki mor kadifeden kulaklı berjerler tam benim zevkime göre. Otelin her bir köşesi kalite ve şıklıkla tasarlanmış.

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Hava güzel madem, “hadi terasta da zaman geçirelim” diye dışarı çıkıyoruz. Düğün ve sosyal davetler için de ideal bu alan, aynı zamanda açık hava terası olarak da hizmet veriyormuş.

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Pırıl pırıl parlayan akşam güneşi kime vuracağını biliyor diye düşünürken, gördüğünüz gibi ağzım da kulaklarımda:)
hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul
Biraz kemiklerimizi ısıtıp, D vitamini depoladığımızı umduktan sonra, bilgisayarda küçük bir işimiz çıkıyor ve otel müşterilerinin faydalanabildiği, Business Lounge’a uğrayarak, hemen halledip, tatilimize kaldığımız yerden devam ediyoruz:)

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

O esnada Hilton’un kendine ait, özel yapım ürünlere yer verdiği Pastane gözüme takılıyor. Nasıl fark etmem tabi? Birbirinden güzel pastalar, çikolatalar bana oradan “geeel, gel!” yapıyorlar. Hayır efendim gelmeyeceğim! Diyetteyim diyorum size. Hıh! 🙂

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Günlük olarak hazırlanmış bu çıtır çıtır, taptaze ve rengarenk macaronları görünce,çocuklar gibi sevindiğim doğrudur. Ama onları, tatlarını hiç bilmeden, uzaktan sevmek şu anda aşkların en güzeli 🙂 Şu 5 kilonun tamamını vereyim, sonra bu konuyu tekrar ele alırız:)

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul
Yakın arkadaşlarımdan biri bu sene hayırlısıyla evleneceği için, 500-600 kişiyi davet etmeyi planladıkları oldukça kalabalık misafir topluluğuna cevap verecek büyüklükte şık ve kapalı bir düğün mekanı arayışında olduklarını bildiğimden dolayı, konu benim de gündemimde doğal olarak. Hilton Bomonti’nin methini çok duymuşken ve hazır buraya kadar gelmişken, onlar için küçük bir araştırma yapmak adına hızlıca balo salonlarına da bir göz atıyorum.

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

“Cyristal Ball Room” olarak geçen Kristal Balo salonu, adı gibi kristallerden oluşan devasa bir avizeye sahip, soft renklerden oluşan güzel bir salon. Bize eşlik eden hanım kızımıza “Acaba olur da, burası bile bizimkilerin kalabalık misafirleri için yeterli gelmezse düğün için başka alternatifimiz var mı?” diye soruyorum  ve Hilton Bomonti’nin en büyük ve kolonsuz balo salonu olan 2371 metrekarelik Grand Ballroom’a doğru bize rehberlik ediyor sağolsun:)
hilton-istanbul-bomonti-istanbul-ballroom
“İçine yarım futbol sahası sığabiliyor” dedikleri kadar varmış, gözlerimle gördüm gerçekten. Çevresini iki tur koşsam, bir kaç saat kendime gelemem herhalde, öylesine devasa bir salon. Hatta bakın diagonal olarak biraz depar atıyorum ve 5 dakika sonra, karşı köşeye vardığımda beni artık göremiyorsunuz bile. Allahtan kendimi “Yıldız” içine almışım valla, yoksa ben bile “Ben aslında yoğum” diye düşüneceğim bu mesafeden. “Neden Yıldız?” derseniz, insan kendini yıldız gibi hissediyor bu 9 metrelik tavan yüksekliği bulunan ve ışıl ışıl kristal lambalarla aydınlatılan balo salonunda… Ok işaretini de koyunca, benimki biraz kuyruklu yıldız gibi olmuş, idare ediverin artık hihihi
hilton-istanbul-bomonti-ballroom

12 bin metrekarelik etkinlik alanına sahip otelin, ayrıca 6400 kişilik konferans kapasitesi ve 32 toplantı odası bulunuyormuş. Burayı gördükten sonra, inanırım :)) Zaten Hilton İstanbul Bomonti, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli kongre, toplantı ve etkinlik otellerinden biriymiş..

hilton-istanbul-bomonti-best-hotel-istanbul

Gezmeye iyice kendimi kaptırmışken, çocukluğumda Harbiye’dekine ilk gittiğimizden beri hep merak ettiğim Hilton’un Kral Dairesini de görme şansım oluyor.

“Kral Dairesi” denilince, “her zaman ve sadece krallar gelir kalır” gibi bir kanı oluşuyor tabi bir çocuğun gözünde:)
hilton-istanbul-bomonti-presidential-suite
İlla “krallık” şartı aranmadığını görünce, “acaba tutsam mı bu daireyi?” diye de düşünmedim değil hani:) Ama o kadar büyük ki, insan-hele de benim gibi navigasyon özürlü bir insan, böylesine büyük bir yerde devamlı kaybolur yemin ederim:) Neyse kalsın o zaman şimdilik, ben biraz daha düşüneyim:)
hilton-istanbul-bomonti-presidential-suite

Belki gurur yaptım ve “neyse kalsın” dedim ama, çalışma odasında artistik pozumu vermeden öyle kolay kolay terk edeceğimi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz burayı:)

Kralın kendine ait Spor odası, jakuzisi, saunası bile var burada. Of ama ya! Sunulan konforun da bi’ haddi hesabı olmalı yani:)

hilton-istanbul-bomonti-presidential-suite

İşte size son olarak İstanbul’a 33. kattan bakan, bu 500 metrekarelik git git bitmeyen Hilton kral dairesinin, içinde bulunan krallara layık banyolardan, sadece bir taneciğinden küçük bir kare:) Hani neye benzediğini görmedim demezsiniz sorulursa bir yerde:) “Aa hani o cam kenarında bir uzun koltuk vardır beyazdır hatta, bilmem mi yav!” diye anlattınız mı havanızdan geçilmez:)
hilton-istanbul-bomonti-presidential-suite

Şimdi de sırada otelin en üstünde yani 34. katta yer alan Executive Lounge var. Sadece Executive ve Suite odalarda kalan misafirlerin faydalanabildiği bu bölümde arzu edenler manzaraya karşı kahvaltısını edebiliyor, rahat rahat gazetesini okurken, çayını kahvesini içebiliyor ve ücretsiz internetten de faydalanabiliyorlar.
hilton-istanbul-bomonti-executive-lounge

Otelde ayrıca arzu edilirse, dışarıdan da üye olunabilen 500 metrekare genişliğinde ve çok ferah ve kullanışlı bir spor salonu mevcut.

hilton-istanbul-bomonti-fitness-room

Bu kadar sevgi kelebeği gibi gezinip, her köşeyi dolandıktan sonra biraz dinlenmeye geçince, devamı da gelsin istiyor insan doğal olarak… O yüzden spor salonunu pas geçiyor ve en güzel şekilde şımartılmak üzere kendimizi Hilton’un kendi markası Eforea Spa’da buluyoruz.

hilton-istanbul-bomonti-eforea-spa-at-hilton
Biz “hangi masajı yaptırsak daha güzel dinleniriz?” diye düşünürken, hamamın güzelliği karşısında bir an duraksıyoruz. Normalde buhar odalarını ve saunaları hiç sevmem, kapısından içeri kafamı soksam, yüzüm yanıyor gibi hissederim, öylesine hassasımdır. Ama konu “hamam” olunca, akan sular durur tabi… Onun yeri ayrı!:)
hilton-istanbul-bomonti-eforea-spa-hamam

Güzel bir kese ve sonrasında yapılan köpük masajından sonra, bizi yeni doğmuş bebekler kadar saf ve temiz hale getirip, havlularla sarıp sarmalıyor ve dinlenme bölümüne alıyorlar.
hilton-istanbul-bomonti-eforea-spa-at-hilton

Hedeflediğim 5 kiloyu vermiş olabilir miyim acaba? Ehe ehe! Şımartılma faslı henüz yeni başlıyormuş meğer.Hemen ikramlar geliyor. Mis gibi ayran ve bol bol da su ile hararetimizi gideriyoruz.
hilton-istanbul-bomonti-eforea-spa-at-hilton
Biraz dinlendikten sonra sıra geliyor, Çiftlere özel masaj odasında, işinin ehli Balili kızlardan alacağımız ve tüm vücudu gevşetmeye yarayan İsveç Masajına…
hilton-istanbul-bomonti-eforea-spa-at-hilton

Dolaşım hızını arttırarak doku ve hücreleri canlandıran ve kas gerilimini azaltan bu masaj sayesinde, hem yoğun iş temposu, hem de bütün gün ekran karşısında olmak sebebiyle kaskatı kesilen sırt ve omuz kaslarım biraz olsun rahatlıyor. Öyle ki akşam yemeğinde Hilton’un ödüllü Şef’inin kim bilir bize ne lezzetler hazırlayacağını düşünerek hayallere dalınca, bir ara bir horlama sesi duyuyorum ve kendime geliyorum ki, amanın o da ne? Uykuya dalmışım ve horlayan benmişim. Bizim bey de yan tarafta masajını yaptırırken, bir yandan da kikir kikir benim komikliğime gülüyor:) Eh bir gitmiş gelmişim rüyalar alemine yani, çok mu? 🙂

Spa’daki huzur dolu deneyimden sonra, Hilton İstanbul Bomonti’nin ödüllü şefi tarafından hazırlanan lezzetlerle çıktığım Gastronomik Yolculuğuma buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.Ayrıca şuraya da bir tıklayarak, kolayca ve ücretsizce bloguma da üye olmayı unutmayın lütfen 🙂

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz